Gazeteci Ali Fikri Işık yazdı:
Kazanılmış bir maçın ardından ‘’tatsız şeyler’’ söylemek hem şık değil hem de adetten sayılmıyor. Kimi tepkileri peşin olarak kabul etme koşuluyla, bir Petrolspor taraftarı olarak, kimi hakikatlerin altını çizmek konusunda kararlıyım; çünkü Petrolspor önemli bir süreçte ve Sarıyer ile kor akor bir mücadele içinde. Hem Sarıyer’in bir yerlerde tökezleme ihtimali hem de Play-oof kapışmalarında şampiyonluğu garantilemek için, bugün kimi eksiklik ve aksaklıları tartışmaya açmak gereklidir hatta bana göre, Petrolspor’un şampiyonluğuna inananlar için ahlaki bir sorumluluk ve görevdir.
Hemen kafadan ve ilk elden ifade edeyim. Kendi evinde kendi taraftarının desteğiyle-ki kesinlikle maça etki edecek bir destektir bu- maça tek hücum planıyla çıkmak, masum bir ifade ile söylersek, eksikliktir. Atılan iki golün yapılış biçimi ve kenara taşınan topları kullanma şekli bana bunu düşündürttü. İki gol de tembel toplardan oluştu, havaya dikilen, önce yukarı doğru çıkan sonra yukardan aşağıya doğru süzülen, keyfe kader toplardı. İkisinin de gol sonuçlanması, İnegöl defansının büyük zafiyet göstermesinin sonucuydu. Ne demek istiyorum? Demek istediğim şu, iki topta hedef gözeten vuruş seviyesinde kesilen dik ve sert toplar değildi. Yani kırk kere tekrarlasan ancak, bir kere o da bugün olan şey olur.
Petrolspor hücum planına en az iki versiyon daha ilave etmek mecburiyetinde, bu mecburiyet şampiyon olma arzusunun mecburiyetidir. Üstelik bunun potansiyeli de var. İki atletik kenar oyuncusu Samet Karakoç ile Burak Sefa Kavraz, Atabey Çiçek’in kafa vuruşlarının yanı sıra ikinci ve hatta üçüncü alternatifler için çok uygun malzeme sunacak niteliklere sahipler.
Bu alternatiflerin gerçekçi olabilmesi için, iki stoperin, Ahmet Kesim ve İlker Karakaş’ın, korumacı, muhafız tavırları terk etmesi gerekeçektir. Bu iki oyuncu Tipik kesici stoper davranışı içinde, bölgeci ve mevkici bir anlayışla oyuna katkı sunuyorlar. Sanki tek görevleri Merkezi kapatmaktan ibaretmiş gibi. Elbette, rakip ataklarını karşılarken ceza sahası göbeğini kapatmaları ve o alanı kontrol etmeleri görevleridir. Burada söz konusu edilen şey Petrolspor hücum yaparken nasıl davrandıklarıdır. Bu iki oyuncu Petrolspor atağa kalktığı anda ne geriden hızla alan daraltıyorl ne de atağın yönüne göre, atağa kalkan savunmacının kademesine girebiliyorlar. Gözleri oyunun akışında değil, rakip forvetlere odaklanıyor ve rakip forvet nasıl duruyorsa ona göre konum alıyor.
Bu doğru bir davranış değil, iki bakımdan değil, sırf böyle davrandıkları için Petrolspor rakip yarı sahada fazla kalamıyor ve buna bağlı olarak birinci bölge ile ikinci bölge arasında geniş boşluklar oluşuyor. Kazara kaptırılan toplar hızla Petrolspor yarı sahasına ulaşıyor.
Genel bir sorundan söz etmek gerekirse, şunları söylemek mümkün, bütün takıma sirayet eden tavır ''garanti pas endişesidir''. Tamam pas yine garantili olsun, ama kimi muhteşem fırsatlar, sırf bu garanti endişesi yüzünden heba olabiliyor. Yine bu endişe yüzünden bloklar arası boşluklara düzgün ve kararlı paslar atılmıyor. Yapılan şu; kontrol et ve en risksiz oyuncuya ver. Aslında top gelmeden önce topu kullanacak oyuncu ''çevre kontrolu'' yapsa, daha iyi bir oyun görüşü elde edebilir ve pas verimi yükselebilir. Kilit pas sayısı cidden çok düşük. Hızla yön değiştirme; istenilen hızda ve tempoda değil. Bu durum da takımı boğuşmaya ve dolayısıyla yorgunluğa sürüklüyor.
Hücum ve defansta gördüğüm bu eksiklikler, dinamik ve tempolu bir orta saha hareketliliğine engel oluyor. Bu durum Emir Kubilay ve İmer’i gibi ayak için temiz oyuncuların kalitesini düşürüyor ve onlardan yüksek oranda verim almak zorlaşıyor.